İNANÇLARIM SON SÜRAT KAYBOLURKEN OTOBANDA
YILDIZLAR MIH GİBİ ÇAKILIYDI GECENİN AVUÇLARINA..
Cümlelerimin tümü sargılıydı… Bıçaklanmamış harf yoktu kelimelerimde… Kimisi alfabemi sonlandırdı yokluğuyla kimisi varlığını eksik etmedi alfabemin başında… A’ dan Z’ ye bütün yaraları hatmettim… F tipi hücrelerde sayıklandı ismim… N’ için boyun eğdiğimi sanıyorsunuz işkencelere… Oysa ödün vermedim hiç özgürlüğümden… Çocuktum yalnızlık en sevdiğim oyundu…ekala sevebilirdin beni… Sen içimdeki harabenin mimarı, gururla gezinebilirdin enkazımda… Yüreğim ayaklarının altında, sana değmenin mutluluğuna erişebilirdi pekala…
“Aklım savrulurken dudaklarının keskin virajında
Yıldızlar küfür gibi dolandı gecenin ağzına”
Ankara-İstanbul arasına teyellenmiş ihanet desenli vakitlerdeyim… Tehlikeli saatlerin müdavimiyim… Tarih boyu tutarsız bir yelkovanın takibindeydim… Asırlar önce dinlediğim bir şarkıydın sen ise sözlerin hala dilimin ucunda… Yarım yamalak mırıldanıyorum bazen seni… Karanlıkta kayboluyor nakaratın… Soluklarımız kesilmişti Ihlamur Yokuşu’nda hatırlarsın… Oluk oluk kanıyordu iç organlarımız… Hüznünde bir kokusu var biliyorsun seninkine yakın… Kokunu giyinmek isterdim ben bugün… Teninle örtmek isterdim çıplaklığımı… Teninle gözlerimin renk uyumunu izlemek hatta holdeki aynanın karşısında.. O sıra irisindeki hıdırellez ateşine düşmek bizzat… İsterdim ki uluorta sevişelim bakışmalarımızın ela koridorlarında… Göğsünün etrafında 7 defa dolaşsın parmaklarım, kalbini tavaf edeyim… Kalbin kabemdir ibadetimi yerine getireyim… Besmeleyle öpeyim saçlarındaki hayal kırıklıklarını… Keza serseriliğimi dizginleyen tek meskendi hayal(et)in… Pekala ağırlayabilirdin beni… Sen ruhumdaki heyelanın asıl nedeni, benzersiz ütopyalar inşa edebilirdin topraklarıma… Yüreğim avuçlarında, senin emeğinin karşılığı olabilirdi pekala…
Haklısın susmalıyım… Kaldırımların göz yaşlarımı kaldırma kuvvetini ölçemeyeceğime göre… Archimedes halt etmiş, hiçbir şeyi yerinden oynatmaya gücü yetmez yanaklarımdaki nehrin… Katli vacip bir akreptim Ankara-İstanbul arasına teyellenmiş ihanet desenli vakitlerde… Önünü alamadım iğnemdeki zehrin… Kendimi tanınmaz hale getirdim… Ne kadar yakınındayım bana tarif ettiğin ecelin kestiremedim… Sevgilim beni gün bitmeden kaç kere daha öldürebilirsin? Diyorlar ki yara da senmişsin merhem de senmişsin… Gel kitabına uyduralım herkesten sakladığın caninin yasadışı eylemlerini… Madem cinayet mahallindeki bulgular seni ele veriyor, gözlerin hemen otopsime dahil edilsin… Yeteeer! Bırak gölge etmeyi de gönül rahatlığıyla öleyim…
ALINTIDIR...
KALBİN KABEMDİR İBADETİMİ YERİNE GETİREYİM...SENİ SEVDİĞİMİ SÖYLEMEME GEREK VARMI ?